Cüneyt POLAT
Kendisine eğitimi bir maske yapan örgüt eğitim sektörünü nasıl kullandı? FETÖ’nün varlığını borçlu olduğu eğitim sektörü bugün ne durumda?
*
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Türkiye’deki ve diğer ülkelerdeki yapılanmasının temellerini eğitim kurumları ile attı.
Bizzat işlettiği veya destek verdiği eğitim kurumlarında yetişen binlerce gence nüfuz eden FETÖ, akıl dışı bir mantıkla yetiştirdiği gençlerin de örgütü sahiplenmesini sağlayarak büyük bir güce ulaştı.
FETÖ eğitimden aldığı güçle, mezunlarını bürokrasinin ve devletin belirli kademelerine yerleştirdi.
Eğitimde uyguladıkları strateji FETÖ’ye “sorgusuz itaatin” ve “illegal operasyonların” kapılarını ardına kadar açtı.
FETÖ Türkiye’de ne zaman söz konusu olsa, anıldığı iki kurum vardı; dershaneler ve okullar…
Nitekim FETÖ’nün Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş iktidarına karşı bayrak açışı da, MEB’in dershanelerin kapatılması kararı aldığı zaman dilimine denk gelir. FETÖ’nün en büyük finans ve insan kaynağı ayağından biri olan dershanelerin kapatılması kararı FETÖ’nün gerçek yüzünü görmek için bir başlangıç noktası oldu.
FETÖ’nün eğitim sektörünü kendisine mesken seçmesinin 2 önemli sebebi:
1 – İnsan kaynağı
2 – Para kaynağı
Yani bütün terör örgütlerinin ihtiyacı olan iki temel unsur.
“İnsan aklına nüfuz edilebilecek ve şekillendirilebilecek en önemli mecra “eğitim”dir. Bütün terör örgütleri sempati ve üye kazanmak amacıyla eğitimsel dokümanlar veya diğer araçları kullanırlar.”
FETÖ Eğitim kavramını ve araçlarını profesyonel olarak kullanan yegane örgüttür. Okul öncesi döneminden itibaren eğitim kurumlarına aldığı bir çok çocuğun geleceğine örgüt militanı olarak yön verdi ve bu gün kendisine hizmet eden üyeler haline getirdi.
Kullanılan kavram “eğitim” olunca, bir çok aile art niyet aramadan, gelecekleri olan çocuklarını örgütün kurumlarına gönül rahatlığıyla teslim etti.
Oysa örgütün planı açıktı; ailelerin en değerli iki varlığını ellerinden alarak, kendi çıkarlarına hizmet ettirmek: Evlatlarını ve paralarını…
FETÖ’NÜN EĞİTİMDE UYGULADIĞI PAZARLAMA STRATEJİSİ
FETÖ’nün eğitimi kendisine bir maske yaparak uyguladığı, pazarlama stratejisi gerilla yöntemlerle donatılmıştır. Ailelerin çocuklarını okullarına kayıt ettirmeleriyle yetinmeyen FETÖ Okulları, aileler ile çok sıkı ilişkiler kurdu, komşu, akraba ve yakınlara ulaşma stratejisini aile ilişkileri üzerinden yürüttü.
FETÖ’nün aile ilişkileri stratejisinin temeli vardır. Örgüt, okullarında beyinlerini yıkamaya başladığı öğrencilerin ailelerini de kontrol altına alarak, öğrencilerin zihin yapılarının ailelerinden etkilenmemesini sağlamayı amaçladı.
FETÖ, okullarına aldığı çocukları, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite süreçlerinde de kurumlarında tutmak için büyük efor sarfetmiş, üniversite sonrası “iyi bir örgüt üyesi” olarak hayatlarına devam etmeleri için gerekli şartları oluşturdu ve çok hassas süreçler işletti. Sadece Türkiye’de değil, Dünya’nın bir çok ülkesinde kurduğu okullarla Dünya’da varız imajı vererek, tercih noktası olma şansını artırdı.
KULLANIŞLI BİR ZAMAN DOLDURMA ARACI: DERSHANE
FETÖ’nün eğitim sektöründeki bir diğer ayağı; dershaneler.
Dershaneler FETÖ’ye üç şey sağlamıştır.
1 – Daha fazla finans için kaynak oluşturdular.
2 – Öğrencilerin aileleri ile daha az zaman geçirmeleri için araç oldular.
-Böylece öğrencilerin bütün zamanlarını doldurarak kendi düşünceleri dışına çıkabilecekleri bir zaman dilimi bırakmamayı hedeflemişlerdir.-
3 – Örgütün okullarına alamadığı öğrenciler için alternatif kurum oldular.
Nitekim, eğitim sisteminin müsaade ettiği dershane kavramı, bir sistem değişikliği ile rafa kaldırılmaya başlandığı an, FETÖ gerçek yüzünü ortaya çıkardı ve açık bir şekilde saldırıya geçti.
EĞİTİM MASKESİ ÖRGÜTTEN VAZGEÇİŞ NOKTASINDA FREN GÖREVİ GÖRDÜ VE GÖRÜYOR
Örgütün takındığı maskenin “eğitim” olması, örgütün gerçek yüzünü deşifrede büyük zorluklar yaşattığı gibi, aynı zamanda örgütten kopuşlar noktasında fren görevi gördü.
Bugün halen FETÖ’nün eğitim kurumları işleten masum bir hareket olduğuna inanan binlerce insan var. Bu inancın temelinde yatan da, vazgeçiş noktasında fren görevi gören de, insan devşirmede kullanılan aracın “eğitim” olmasıdır.
FETÖ EĞİTİM SEKTÖRÜNÜ KULLANMAKTAN VAZGEÇER Mİ?
Hiç bir terör örgütü finans kaynaklarından vazgeçmez. Araçlar, örgütlerin temel ihtiyacı olan insan ve para kaynağı ise bir vazgeçiş söz konusu olamaz.
FETÖ’de eğitim sektöründen kolay kolay vazgeçmez. Çünkü bütün gelir yapısı eğitim ve iletişim üzerine kurulmuş durumda.
Bu yapıdan çıkan örgüt militanları, herhangi bir örgütün militanı gibi değiller. Kendisini çok iyi derecede kamufle edebilen, diğer terör örgütleri ile kolaylıkla iletişim kurabilen, dağda veya şehirde farklı kabiliyetler sergileyebilen, hem devlet yapılarına hem de terör yapılarına sızabilen, hatta bu yapılar arasında bağ kurabilen, ilişkilendirebilen yeteneklere sahipler. Bu durum, örgütü diğer örgütler nezdinde de bir üst noktada tutuyor. Bu yeteneklere sahip insanları yetiştirebilecekleri tek alan ise; Eğitim.
FETÖ EĞİTİMDE SADECE KENDİ MARKALARINI DEĞİL DİĞER MARKALARI DA KULLANDI
Bu konu çok önemli.
FETÖ üyelerini yetiştirirken sadece kendi kurumlarını kullanmadı. Diğer eğitim kurumlarını da profesyonelce kullandı. Bur kurumlara kaydettirdiği öğrencileri, giderlerini özel olarak karşılayarak yetiştirdi.
FETÖ kurumlarından mezun olanların veya FETÖ dershanelerinde okuyanların kamusal kurumlara alınmadığı dönemlerde, FETÖ’nün seçilmiş öğrencileri farklı eğitim kurumlarına yerleştirildiği ve buralarda yetiştirdiği ortaya çıkıyor araştırmalar derinleştikçe.
FETÖ’nün eğitimde gizlenme yöntemlerinden bir diğerinin de takiyye olduğu görüyoruz. FETÖ makyajladığı ve bir görev olarak yaşam biçimlerini değiştirttiği yöneticilerine farklı markalar altında, farklı ideolojik bakış açısına sahip kitlelere hitap eden kurumlar açtırarak, bu kurumları ve bu kurumlara kayıt olan öğrencilerin bir çoğunu da kullanmış, militan haline getirerek saflarına katmış, gerekli gördüğü kurumlara yerleşmek için araç olarak kullanmıştır.
FETÖ VE EĞİTİM İLİŞKİSİ BUGÜN NE DÜZEYDE?
Kendisini var eden araçlardan kolay vazgeçmeyecek görünen FETÖ için bugün eğitim sektöründen tamamen uzaklaştırılmıştır demek imkansız.
Yukarıda belirttiğimiz gibi takiyye yapmakta çok mahir olan örgütün artık aynı yöntemleri kullanmadığını ve kendisini gizlemediğini iddia edemeyiz.
Tam aksine araştırmamızı yaparken FETÖ ile ilişkilendirilen ve bağı olduğu iddia edilen bir çok ismin eğitim sektörü içerisinde, hiç bir sorgulamadan geçmeden halen aktif olarak bulunduğu ve okullaşmaya devam ettiği yönünde bir tabloya ulaştık.
FETÖ’NÜN EĞİTİMDE YENİDEN VAROLUŞ STRATEJİSİ
FETÖ’nün, dershane yasasının değişmesinden itibaren yeni stratejisini belirlemeye başladığı eğitim camiasında dillendirilen bir durum.
FETÖ’nün eğitimde yeniden yapılanma stratejisinin tüzel kişilikle okullaşmak yerine, sektörde franchise veren markalar altında şubeleşmeyi tercih şeklinde olduğu ifade ediliyor.
Ayrıca sektöre son bir sene içerisinde giren bazı kurumların yönetim kadrosunda FETÖ okullarının kapanmasından sonra boşa çıkan isimleri görebilmek mümkün.
FETÖ’nün sözde eğitim kurumlarının kapatılmasından veya devrinden sonra boşta kalan sözde eğitimcilerin ve özellikle bu kurumların yönetici kadrolarının halen bu sektörde farklı markalara hizmet ediyor olmaları, örgütün hem insan hem de finans kaynağının devamına ilişkin büyük bir sorundur.
FETÖ’nün eğitimde yeniden varoluş stratejisini ele alırken dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da “basılı yayın araçları”. FETÖ’ye ait yayınevlerinden ve eğitim içeriği üreten diğer kurumlardan bilinçli bir şekilde ayrılan kadroların, “iş bildikleri gerekçesiyle” farklı markalar altında istihdam ediliyor oldukları veya hisse devirleri ya da marka değişimleriyle organize olmaya devam ettikleri yine camiada dillendirilen bir başka iddia.
FETÖ’NÜN EĞİTİMDEKİ YENİ ORTAKLARI
Bir kez daha hatırlayalım. Karşımızda “sade bir bakış açısıyla” idrak edilemeyecek kadar büyük “operasyonlara” imza alabilen illegal bir örgüt var. Bu örgüt her yere nüfuz edebilme, böylece sadece toplumdaki belirli ideolojik grupları değil, aile fertlerini dahi birbirine düşürebilme, parçalayabilme potansiyeline sahip.
Örgüt bu maharetini, hedefleri için, aslında kendisiyle çeliştiğini iddia ettiği kitlelerle ittifak yaparak gösterdi. FETÖ-PKK, FETÖ-HDP, FETÖ-GEZİ, FETÖ-CHP, FETÖ-DEAŞ işbirlikleri bu durumun belgelenmiş örneklerinden.
Bunu yakın zamanda en net şekilde bütün bir Türkiye olarak yaşadık, gördük. Nitekim bugün araştırma komisyonlarında, soruşturma aşamalarında ortaya çıkanlar ve iddianamelerde yer alan belgeler bu durumun gerçekliğini ortaya koyuyor.
FETÖ’nün eğitimdeki yeni yapılanmasını ele alırken, FETÖ’nün irtibat kurduğu, ittifak kurmak üzere hareket edebileceği bireylerin de gözden kaçmaması, eğitim sektörüne olan yaklaşımlarının adil bir şekilde incelenmesi ve gerekli tedbirlerin uygulanması gerekiyor.
Aksi taktirde FETÖ’nün, ortaklıklarını pekiştirmekten ve varlığını sağladığı mecrada varlığını sürdürmekten asla geri durmayacağı tartışmasız bir gerçek.
YENİ MARKALAR YETERİNCE ARAŞTIRILIYOR MU?
Sektörde FETÖ ilişkisi olduğu iddia edilen kişilerin yeni markalar kurarak çalışma yapabildiği iddiaları, akıllara özel okul sektöründe her gün onlarcası katılan yeni markalar hakkında yeterince araştırma yapılıyor mu sorusunu getiriyor.
Bu konuda sanıyoruz ki, MEB’in özel eğitim kurumları yönetmeliğinin revize edilmesi gerekiyor.
Mevcut yönetmelik, sadece kurucu temsilcisi hakkında araştırma yapılmasını yeterli görüyorken, ilgili düzenlemeyle şirket hissedarları ve çalışanları ile ilgilide araştırma yapılması eğitim camiasının ve dolayısıyla çocuklarımızın geleceği açısından çok büyük önem arz etmektedir.
FETÖ’nün kök saldığı özel okul sektörünün özel ilgi ve sıkı denetim altında tutulması kaçınılmaz.
Aksi taktirde, bir neslin daha bu örgütün maskesine kanmayacağı nasıl garanti edilebilir?
Hukuki Uyarı: Kaynak göstermeden ve kaynak linki vermeden alıntı yapılması hukuki sorumluluk doğurur.